Sunday, August 19, 2007

mevsimlik işçiler?

"Kamyonet, minibüs, traktörlerle balık istifi dizilirek taşınan tarım işçileri yollarda hayatını kaybetmeye devam ediyor. Şanlıurfa'da tarım işçilerini taşıyan kamyonete kamyon çarpttı. Şarampole yuvarlanan iki araçta 15'i tarım işçisi 16 kişi yaşamını yitirdi, 15 kişi de yaralandı. Yaralılardan dördü ağır. Kazanın meydana geldiği kavşağın 300 metre ilerisinde trafik ekipleri, tarım işçilerinin kamyon, kamyonet ve traktör kasalarında taşınmalarını önlemek amacıyla denetim yapıyordu." haber böyle başlıyor bugün radikalde!
Sonu da böyle bitiyor: "'İşçiler sesini çıkaramıyor'
Tarım işçilerinin oturduğu Karşıyaka Mahallesi'ni kaza sonrası acı büyüktü. İşçi yakınlarından Mehmet Çalış şöyle konuştu: "Sabah, bu insanlar birkaç kuruş kazanmak için yola çıktı. Burada herkes komşu, her evden iki-üç ölü var. Bir kamyona 50 kişi bindiriliyor. Ekmek parası için işçiler de sesini çıkaramıyor."

İşçiler sesini çıkaramıyor. ÇIKAR-A-MIYOR! Oradaki a ile hesaplaşmak mı lazım ne yapmak lazım? Bilemedim. Kaç gündür okuyorum neredeyse her gün bir kaza ya da mevsimlik işçilerin inanılmaz istismarı, korkunç çalışma şartları vs vs..
Başlıklar:
"Mevsimlik işçilerin yeni sezonu az ücretle, kötü koşullarla, işsizlik korkusuyla başladı."
"Sosyal güvenceleri yok!"
"Türk-İş: Şartları çok kötü
Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç ise Türkiye'de mevsimlik tarım işçilerinin çok kötü şartlar altında çalıştığını belirterek "Devlet, tarım işçilerinin sıkıntılarını gidermeli. Gelecekleri güvenceye alınmalı, sosyal güvenlik sağlanmalı" dedi. (dha, aa)"


BU MANŞETLER DAHA UZAR. MANŞET DEDİYSEM YANLIŞ ANLAŞILMASIN. Yanlış kullanıyorum kelimeyi. Bular sadece gazete haberlerinin başlıkları y ad aara başlıkları ki belli başlı gazeteler hariç mevzuudan bahseden de az.

Bu kısır döngü gibi ya: Fındıklıklarda bulunmuş biri olarak ve yakın akrabaları sürekli yevmiyeli mevsimlik işçilere fındık toplattırdığından az biraz çalıştıranların ve çalışanların ruh halini görme şansım oldu. ya da şanssızlığım diyelim. Öyle bir yoksulluk çeşidi ki bu herşey içiçe geçmiş: Gelir adaletsizliği, bölgesel adaletsizlik, etnik ayrımcılık, yoksula yoksul olduğu için ayrımcılık vs vs... SES ÇIKAR-A-MAYAN insanlara eğer bağımlılarsa çalıştıran kişiye istediğiniz eziyeti yaparsınız gibi bir anlayış var. Şunu demek istemiyorum: Mevsimlik işçileri alıp elleirni bağlayıp işkence ediyorlar. Yapan yoktur umarım ama insan yerine koymamakla başlıyor herşey zaten. Çoğu Doğu ve G.doğudan gelen işçilerin aralarında Kürtçe konuştuklarında ne konuşuyorsanız anladığımız dilde konuşun, küfür mü ediyorsunuz belli değil cevabıyla karşılandığını duymuşluğum var. Müdahale etmeye çalıştığımda da inanılmaz bir şekilde terslenip herşeyi abarttığımı söylediklerini hatırlıyorum. Ya bir dakika, o insanların anadili o. İkincisi hiç düşündün mü neden insanlar yerlerini yurtlarını birkaç aylığına bırakıp oralara geliyorlar hem de balık istifi olmuş bir kamyonet içerisinde. Üçüncüsü sana küfrediyorlarsa da iyi ediyorlar. Adamlara verdiğin para belli. Anneannem onlara misafir gözüyle baktığı için yeme içirme derdinde olurdu hep hatırlıyorum ama bu biraz daha insanca olsa da yine elaleme ayıp olmasın ve adamlar daha iyi çalışsın kaygısıyla yapılıyordu onu da biliyorum. İnsanlar tabii ki ses çıkaramazlar çünkü ellerinde kendi bedenleri hariç direnebilecekleri bir mekanizma yok. Herkes karşılarında, insanlar, devlet, özel sektör vs vs vs. Şimdi bunları böyle clear-cut ayırmayalım falan demeyelim. Çünkü hepimiz biliyoruz ki devlet ideolojisi denilen şey onları zaten dışlıyor. Marxist açıdan devlet desen o da zaten yoksulu önemsemez zenginin derdine bakar. İnsanlar desen onlar da bu sistem içerisinde az biraz vicdan yaparlarsa belki önemserler ama sorun çoğuna değmediği için birşey yapmazlar değiştirecek gücü kendilerinde bulmazlar. Sorunun yaşayanların kendilerine dair düşündükleri bile değişir bunca muhalefet varken bir yandan. Bir yandan isyan etmek isteseler ne olacak? çıkar-a- madılar daki o a hep devrede.

Bugün bir mail geldi bir gruptan Şu şiir var ekte Can Yücel'in:
"Hava döndü işçiden işçiden esiyor yel
Dumanı dağıtacak yıldız-poyraz başladı... "

Yel işçiden yana esecek mi bilmem ama mevsimlik işçilerden yana hiç esmiyor esmeyecek gibi de duruyor.

Not: Umutsuz yazı... Üzerine düşünmek lazım biraz daha...

No comments: