Tuesday, May 29, 2012

Unutmayayim diye, taniklik olsun diye...

Bu adamlar sapitti, kurtaj tartismasini gundeme getirmis olmalari yetmisyormuscasina, kurtaji uludereyle esitlemek politik katliamdir kanimca. Bu kadar korkunc bir katliamin, hem de devletin sucu oldugunu bilip gorup yarim yamalak ozur dilemislikleri varken kadinin bedeniyle ilgili aldigi bir karara eslenmesi akil mantik almadigi gibi, piskinligin yuzsuzlugun daniskasidir kanimca. Yeni bombamiz hava-is in grev yapmasini engelleyen yasa cikarmak...bir thatcherdan ne farki var bu adamlarin? nasil bir piskin neoliberalizm ve diktatorluk oyunudur bu? ben bu kadar kazanilmis haklarin uzerine oynayabileceklerini tahayyul edememistim benim okuzlugum benim ongorusuzlugum, ama bu ne yaaaa? cildirir insan siz ne hakla, nasil milletin olan hakki, kadinin olan hakki, iscinin olan hakki elinden alirsiniz. ilk birkac sene oynadiginiz demokrasi oyununun ya da iluzyonunun ya da kumpasinin buralara kadar gelebilecegini kendiniz dusunmus muydunuz merak ediyorum. Nereden aliyorlar bu kudreti, aymazligi? komplo teorilerinden bikmis biri olarak mevzuunun komplo ve teoriden cikmis oldugunu dusunuyorum. gayet planlamis gayet gercek pratikte uygulamaya konuluyor bir bir akillarinda ne varsa. hicbirsey o kadar kudretli degil kanimca, AKPnin oy kitlesi de oyle muhtesem guvenilir bir kitle degil. adamlar her secim donemi birseylere cok iyi oynamasalardi bu kadar da oy almazlardi bence. bu kadar ev arkadasimin deyimiyle multi-stratejik postmodern aktorlerimiz olmadi bizim turkiye siyasetinde sanirim daha once. akillarini takdir etmiyorum tabii cunku sadece instrumental akil, islamci degiller kanimca, kor gozune parmagim thatchercilar, bir de ustune Cin olmak istiyorlar. Hedef saglam, dogurun genclik, calisin genclik, susun oturun genclik, kapitalist komunizm bence ideolojisi...sanmiyorum farkli birsey bekleniyor bizden Turkiyedeki insanlardan. O kadar kolay olmayacagi asikar ama oyle bir yildirma politikasi var ki dusunup soylemek dertti daha buyuk dert oldu ulkemde. Kurumlara bakmak lazim kurumlardaki catlaklara oynamak lazim sanirim, askere, polise, yargiya, bakanliklara, kadrolasmaya vs. bunlari anlamak icin. Ulkemdeki hali hazirda tutucu, erkekci zihniyeti saymiyorum bile, her daim orda, isin daha kotusu simdi kurtaj mevzusu falan daha da cok alevlendiriliyor. Ben anlamiyorum, bayagi Evanjelik Bush noktasinda Tayyip, belki de daha kotu cunku Bush hakikaten inaniyordu kanimca birseylere koru korune, bizimkisi tam Pragmatik, tam kaypak, tam yanar doner...amaan neyse hadi ders hazirlamaya devam.

Friday, May 25, 2012

I am a human being. the fact that I am strong or I look strong, doesnot mean that everyone should emotionally abuse me.I am a human being and i cant take it anymore... niyeyse icimden ingilizcesi cikti...bununla yetinelim simdilik.

Thursday, May 24, 2012

Aslinda butun derdimiz kabul gormek...Yaptigimiz seye inanirken ya da inanmazken butun dert baskalarindan kabul gormek...Sadece insanlardan degil, kurumlardan, gruplardan, ailemizden ya da her kimse "o"ndan...Hegel dogru soyluyor kabul gormek icin yapmayacagi yok insankizinin ve oglunun. Bir de nasil kabul gordugumuz kismi var ki, ates gibi yaniyor...Kalpten mi, ucundan kenarindan mi, gerilimle mi, cani gonulden mi, samimiyetsizce mi, sadece sosyal sinifimiz yuzunden mi, sadece fonksiyonlarimiz yapip edebildiklerimiz yuzunden mi, ondan mi bundan mi sundan mi? Bu nasil kabul gordugumuz kismi kabul gorme eylemnin nasil anlamlandirdigimizla da alakali maalesef ve iyi ki...hem cehennem, hem cennet bunlari boyle dusunmek...Beni neden kabul etti boyle simdi sorusu...Ikili iliskiler karmasik, uclu besli iliskiler daha da karmasik, kurumlarla olan iliskiler bir hayli uzak algilansa da onlar da bir hayli kisisel ve karmasik aslinda.

Biri size sen iyisin, akillisin, yaparsin dediginde birkac sey ayni anda kafanizda canlanir. Birincisi kim bunu diyen, ikincisi bunu diyen bana bunu ne zaman hangi durumda soyluyor, ucuncusu samimi mi yoksa laf olsun diye mi soyluyor (ki bu kismi bir hayli kulturel ogelerle bezeli) dorduncusu bunu diyenle benim aramdaki gecmis ne, besincisi bunu diyenin bunu soylemekteki amaci niyeti ne, altincisi ben bunu kaale alip belli bir karar verebilir miyim, yedincisi bu zaten beni akilli buluyor, baska birilerine sorsam daha baska cevap verirlerdi. Neden bilmiyorum hep daha az olumlu olan kiymetlidir etrafinda. Ben cok cekmisimdir bu durumdan Icimdeki iyi tarafi gormeye programli cyborg yuzunden...bir seye deger verirsen deger kaybedebilirsin zira.
bu bloga baktigimda eski haberlere goz gezdirdigimde ne ben, ne turkiye bir arpa boyu yol katetmemis diyorum. hadi ilerlemeye inanmiyorum, bir insan ve bir ulke yedisinde neyse yetmisinde de o olur mu ya? kavram kargasalari tavan yapti ulkemde. Bir yandan kavram kargasasina ne luzum var, bodos herkesi iceriye aliyorlar zaten, bir kargasa yok, bildigin DUZEN SABIT ulkemde. herkesler icerde o ayri. Simdi ben entellektuellerin siyasetle iliskisini kurmaya calisan bir makale yaziyorum ingilizce ve yarin vermem gerekiyor odevi, tipik bir ben klasigi...gene son gune birakiyorum herseyi ve napiyorum erkek arkadasimdan ayrilip dizi seyredip bloga yaziyorum. MUHTESEM KENDIM diye dizi cekicem, yeni projem bu. anarsistleri de iceri aliyorlarmis, anarsistler diye bir orgut varmis da, ben bu soyleme gule gule oldum ki aslinda aglamak lazim. ulkemdeki abukluklara bir de anarsist orgutlenme eklendi. anarsistlerin bayagidir cozemedigini devlet cozmus, orgutlemis emmileri hatunlari...Iran devrimi hakkinda okuyordum Foucaultnun yazdiklari uzerinden. Yok birader bizimkisi hic Iran devrimine benzemiyor. kolektif bilinc falan diyor foucault ben Turkiyede oyle birsey gormedim, dinle ilgili bile. neyse bu da boyle bir garip post iste, ayrilik carpti diyelim...