Aslinda butun derdimiz kabul gormek...Yaptigimiz seye inanirken ya da inanmazken butun dert baskalarindan kabul gormek...Sadece insanlardan degil, kurumlardan, gruplardan, ailemizden ya da her kimse "o"ndan...Hegel dogru soyluyor kabul gormek icin yapmayacagi yok insankizinin ve oglunun. Bir de nasil kabul gordugumuz kismi var ki, ates gibi yaniyor...Kalpten mi, ucundan kenarindan mi, gerilimle mi, cani gonulden mi, samimiyetsizce mi, sadece sosyal sinifimiz yuzunden mi, sadece fonksiyonlarimiz yapip edebildiklerimiz yuzunden mi, ondan mi bundan mi sundan mi? Bu nasil kabul gordugumuz kismi kabul gorme eylemnin nasil anlamlandirdigimizla da alakali maalesef ve iyi ki...hem cehennem, hem cennet bunlari boyle dusunmek...Beni neden kabul etti boyle simdi sorusu...Ikili iliskiler karmasik, uclu besli iliskiler daha da karmasik, kurumlarla olan iliskiler bir hayli uzak algilansa da onlar da bir hayli kisisel ve karmasik aslinda.
Biri size sen iyisin, akillisin, yaparsin dediginde birkac sey ayni anda kafanizda canlanir. Birincisi kim bunu diyen, ikincisi bunu diyen bana bunu ne zaman hangi durumda soyluyor, ucuncusu samimi mi yoksa laf olsun diye mi soyluyor (ki bu kismi bir hayli kulturel ogelerle bezeli) dorduncusu bunu diyenle benim aramdaki gecmis ne, besincisi bunu diyenin bunu soylemekteki amaci niyeti ne, altincisi ben bunu kaale alip belli bir karar verebilir miyim, yedincisi bu zaten beni akilli buluyor, baska birilerine sorsam daha baska cevap verirlerdi. Neden bilmiyorum hep daha az olumlu olan kiymetlidir etrafinda. Ben cok cekmisimdir bu durumdan Icimdeki iyi tarafi gormeye programli cyborg yuzunden...bir seye deger verirsen deger kaybedebilirsin zira.
No comments:
Post a Comment