Sunday, May 6, 2007

analist edasında...

Şimcik analist edasında ne oluyorsa onu yazacağım analiz de kısıtlı olacak malum burası Türkiye.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri yattı 367 toplanamadı. Abdullah Gül çekildi adaylıktan. vs vs.
İnsanlar hala sokaklarda. Bugün de İzmir'de olmuş galiba laikliğini kanıtlama çabası yürüyüşleri...( Yürüyüş, miting gibi kavramlar anlamını yitirdi. 2004 te polisler insan haklarına hayır diye yürüdüğünde azınlık raporu sonrası yanlış hatırlamıyorsam aynı anlam kayması tezahür etmişti.Solculara ait olan pankartla sokaklara düşme, miting , yürüyüş yaparak protesto etme artık chp, kanaltürk, add vs. gibi kurumlarca sahiplenilmiş, hatta inanmayacaksınız her zaman aydınlık için bir dakika karanlık eylemi dahi yeni gündemde aynı tayfa tarafından dipnot: amaç; sokaklara inen sayıdan daha fazla olduklarını göstermekmiş haberiniz olsun haaa- 1 mayısta muhaliflerin insani ve politik anma istekleri bile ters karşılanıp hayli dayak yedikleri düşünülürse dayağın anlamı bir türlü kaymıyor bu ülkede-)Bu postmodern direnişi, kavramların ve pratiklerin tamamen ters yüz edilip kullanılışını takdire şayan buluyorum açık söyleyeyim.Bir de tabii bu rakam mevzuuna inanılmaz takılıyorum. 4 milyon 200 bin yok 70 bin yok 1 milyon, hayır aslında bütün Türkiye...Matematik fetişi objektif ve bilimsel olmazsam çatlarım diyen bu bakış hepimizin içine sinmiş aslında rasyonalite kırıntısı bile taşımıyor.
Konuşmalardan alıntı:
- abi şimdiye kadar olmamış bu kadar kalabalık hiçbir miting,Avrupada bile. 4 milyon 200 bin. ( Japonlar daha kalabalığını icat edecekmiş:)
- hrant dinkin cenazesi neymiş bee çok azmış, bak bu ne kadar çok.(Karşılaştırmalı politika örneği)
- Gerçekten o kadar kalabalık mıymış? (Septik sorar.)
- Orduya uzanan eller kırılsın. (80 öncesi MHP/Ülkücü söylemi bu arada)
- Aaa, sen gitmedin mi yürüyüşe? İnanamıyorum. (Toplum baskısı)
Bilmediğim bir yerde rejimin değiştirilmesinden korkuyoruz,yok ya ben biz değil korkuyorlar paranoyakça. İktidar ayrı bir durumda komik zaten. Canım iktidar, gülüm iktidar, demokrasi mağduru güzel iktidar...Hayır yaaa. Neresi güzel? Mağduriyetten oy alacaklar diye korkuyorum daha çok. Cumhuriyet yürüyüşüne gitmeyip bayrak asmayınca AKPli olmuyoruz inanın. O da bin beter.(Baykal kadar olamaz ama.)İşin tuhafı, Erdoğanın ilk açıklamalarını gayet iyi bulmuştum kendime de şaşırıp. Ağar bile demokratik ulan. Kızgınım. Bizi Ağara falan muhtaç kılan zihniyete kızgınım. Üzgünüm de tabii.DYP-ANAP birleşti: DEMOKRAT PARTİ. birleşme ve zamanlama manidar.( MANİDAR: Türk politikamıza yeni girmiş çok anlamlı ve sık kullanılan bir sözcük.)

CHP ile DSP birleşecek mi sorusu gündemde. DSP yazık etme kendine. Asıl Genç Parti-CHP birleşme teklifi var ki evlere şenlik. Aslında bence DSPden daha uygun. EZİLENLERİN SESİ CEM UZAN. hayatında araba tarafından bile ezilme tehlikesi geçirmiş midir acaba arkadaş?

Fransa'da Sarkozy seçildi. Üzgünüm. Kendime açılım sağladığım, demokrasi ilüzyonu yaşadığım- malum bizimkiler ilüzyon gerçeği dağa kaçtı- yerlerde Avrupa Birliği'nin etkisi varmış meğersem onu fark ettim. (Sarkozy'nin geçen günkü açıklaması-Bence Le Pen den kıskanmış ırkçılığı-: Türkler Kapadokyalı, Anadolulu, Avrupalı değil. AYYY bu Türkler kokuyorrrr!!!) AB zaten yatar haldeyken kesinleşti gibi , TR-AB yatar uyur uyuyan güzel değil, çirkin olur!!Fransadaki birkaç tanıdığım ve Murat hocadan alınan bilgilerle Fransızların bir kısmı göç ediyor toptan Fransa'dan, Sarkozy, Le Pen sardı dört bir yanı diye.

Şimdi ne olacak bu ülkede? Erken seçim. Sayın muhalefetimiz, çığırdı erken seçim diye sonra beğenmedi 22 temmuzu anlayamadık, zaten belli bir rasyonalite de beklemiyorum artık hiçbir partiden , kimseden. Misal, Can Dündar Neden programından bir laf.
PROF. DR. NECLA ARAT-ki utanıyorum kendisi felsefe prof.uymuş:( Ordumuz demokratik bir kurumdur, müdahale edince neden antidemokratik oluyor dedi. Üstüne 60 darbesi devrimdi, diğerleri gibi değildi. Çok özgürlükçüydü dedi. Analizi size bırakıyorum. Ben edemeyeceğim analiz.

Bir de tabii seçim yasası, her seçim zamanı tartışılan, hiç değiştirilemeyen. Yarı başkanlık, başkanlık, parlementer hede hödö seçim sistemleri modelleri tartışılıp gidiyor gene. Bu anayasayı değiştir değiştir olmuyor diyor bir kısım insan. Yarı başkanlık sistemi, yani cumhurbaşkanını da halkın seçmesi fikri bir görüşün tamamen her yeri sarması ve hiçbir denge-kontrol mekanizmasının olmaması demek oluyor dedi İsmet berkan ve birkaç yazar daha. Meşruiyet çatışması yaşanır diyorlar. Ben cumhurbaşkanıyım %50 den fazla desteği var arkamda halkın, seninki kaç sayın başbakan, ay hayır ulan başbakan? %36 . O zaman sen sus ben konuşacağım. tepkisi çok beklenebilir. Ama Gül-Erdoğan ikilisinden bence zaten öyle bir çatışma çıkmaz, aksine hegemonya çıkarsa da kötü olur. Aman, ne yapsak, ne etsek, kurtulur muyuz bunalımdan reklam jingle ları geçiyor aklımdan. Durdurun beni. Tabii bir de seçim sonuçlarımız var. Korkutucu. Ya beğenilmezse o seçim sonuçları?? N'olucek cenım evladım?? Kimler beğenmezse sorusunu açık bırakıyorum.
Kendimi analiz: Ben bir garip vatandaşım. Ne dediğimi sallayan biri yok. Ne dediğimi anlayan var ama onları anlayan yok. Garip işte. Ya da hepsi aslında anlaşılıyor da işine gelen yok. İşimize gelmiyor mu? Bana geldiler neyse.

23.32

No comments: