Saturday, April 5, 2008

kadın emeği kurultayı ve eveksenli çalışan kadınlar

Çok çetrefilli bir konu. Bugün feministler dahi saatlerce tartıştılar. Kafamda oturmayan da birşeyler var açıkçası. Şu an aldığım bütün notları buraya aktaracak takatim yok açıkçası ama kısaca argümanları yazacağım.

Argümanları yazmadan önce mevzuyu anlatayım. Eveksenli çalışan kadınlar, yüzyıllardır var olan birşey. Evde üretip dışarıya vermek. Oya, örgü vs. de olabiliyor, neoliberalizm dönüşüm sürecinde motor üretimi, bilgisayar üretimi falan da oluyor.( Bu kısmına hala inanamıyorum. Kadınlar TOYOTAdan iş alıyorlar Avcılardaki kooperatifte.) Kooperatif örgütlenmeleri daha araştırmam gerekmesine rağmen yatay gözüküyor anlatılanlara göre. Kararları beraber alıyorlar. Muğladaki kooperatif olamamış grup ne iş gelse yaparız çünkü iş yok diyor, çocuğun yemek yemesi lazım diyor. Ben kadının karşısına geçip ama neoliberalizme hizmet ediyorsun sen esnek çalışma saatlerine ev içerisinde girip ve çok az ücret alıp falan diyemiyorsun. Mevzu çok basit insan aç kalırsa neoliberalizm yüzündenmiş değilmiş o kadar da düşünmez. Düşünse bile karşı çıkma yolları çok zordur. Neyse mevzuda herkesin mutabakata vardığı şey ev içi emeğin değerli olduğu, yemek yapmaktan, çocuk bakmaya kadar ama bunların kadınların asli ve doğal görevleri olarak dayatılmasının çok sorunlu olduğu. Bunu anlıyorum. Sosyal devlet sosyal güvenlik aktarımını kestikçe bu yük aileye ve en çok da kadınlara patlıyor bunda da herkes mutabık sayılır.
Sonra iş almak için kooperatifleşen kadınlara geliyor sıra. İşte büyük ikilem burada: Siz neoliberalizmin dayattığı esnek çalışma ve en düşük ücret durumuna el veriyorsunuz, üstüne üstlük patriarkanın dayattığı evden çıkmayacaksın tavrını yeniden üretiyorsunuz. Eveksenli çalışan kadınlara destek vermek bunu getirmiyor mu?

Karşı cevap: Hayır getirmiyor. Sosyalleşmek için evden çıkmak zorunda değiliz, kooperatif içerisinde zaten dönüşüyoruz. Az para alıyoruz ama ücreti beraber belirliyoruz. Dışarıda çalışan kadınla evde çalışan kadın ayrımını yaptığınız için bize üstten konuşuyorsunuz. Eveksenli çalışıyoruz o kdara okumadık diye bizi yok sayamazsınız.

Karşı cevap 2: Eveksenli çalışan kadınlar realite. Olan duruma müdahale edilmeis gerekir. O yüzden devletten sosyal güvence talep ediyoruz sadece kadınlara destek olmuyoruz, örgütlenme nedeni sosyal güvenlik talebi vs vs vs .

Daha ayrıntılı anlatırım da hakikaten kafa karıştırıcı duruşumu netleştiremediğim bir tartışma yürüdü. Sadece bazı kadınların otoriter üstten tavırları sinir bozucuydu. Söylemeden geçemeyeceğim.

Öyle.

5 comments:

Bespelled said...

Feminizmle en büyük kavgam bu zaten. bazı feminist metinlerde bir kadın "maketi" düşünülüyor sanki. baskıcı, yaşam sınırlandırıcı tavırlar bulmak zor değil--daha geleneksel bir yaşam sürmeyi seçen kadınları küçük görme, bunun bir seçim olamayacağına dair iddialar vs. stil olarak abartmadan bazı sovyet metinlerine benzetebileceğim makaleler okudum (MacKinnon muydu o kadının adı?)

Anlıyorum, bir problem var. Bu seçimler ve yaşam tarzları "magically free" seçimler değil. ama kanımca dar bir "biz-aydınlanmış ve durumu anlamış-yemiş entellektüel kadınlar" ve "siz-patriarikinin kabluğun altında kalan zavallı köleler" mantalitesinden gitmek patriarşist bir kadın kuklasının yerine yeni bir kukla getrimekten başka bir şey değil. bunu da midem kaldıramıyor bir türlü. Bir de feminist olarak kimseyi küçük görmek çok ironik bir şey bence.

Allaha şükür Mackinnon-lara alternatifler çok ve onun gibilerin programı "eşittir feminizm" diye diyemeyiz.

eylul said...

Bence de Allahtan başka feministler var. Kuklalık, başka bir hiyerarşi çeşidi, hepsi denebilir ama bana da en tuhafı bu geliyor. Ortak ezilmişlik üzerinden konuşmak değil, kendi farklılıkları üzerinden hiyerarşi kurmaya dönüştürmek. Çok hak veriyorum. Kimse aydınlanmış değil, kimse kimseye sen "false-conscious"sın deme hakkına sahip değil. Tek doğru yok diye bağıran tipler, kendi yaşantılarını, savunduklarını tek doğrulaştırıp geri kalan fikirlere gülünce, dinlemeden eleştirince benzer bir sinir katsayısı artıyor bende. Sadece feministler için demiyorum. Bu genel olarak gödüğüm ve rahatsız olduğum birşey. Karşısındakini kendiyle eşit tutmadan konuşmak, üstten üstten, hem de en ezilmiş için mücadele ettiğini falan düşünürken...

ikinehir said...

mckinnon şey diyor,kelimesi kelimesine

"man -fucks-woman.
subject-verb-object."

bu böyle olduğu için çıkılamıyor işin içinden ona göre. kendisi de lezbiyen ve kadınların tek çözümünün lezbiyen olmaktan geçtiğini düşünüyor. çünkü ona göre her hetero-ilişki bir tecavüz.

haberleri dinlediniz. evet sanırım bu mckinnondu ve ben karıştırmıyorum.

ikinehir said...

mckinnon şey diyor,kelimesi kelimesine

"man -fucks-woman.
subject-verb-object."

bu böyle olduğu için çıkılamıyor işin içinden ona göre. kendisi de lezbiyen ve kadınların tek çözümünün lezbiyen olmaktan geçtiğini düşünüyor. çünkü ona göre her hetero-ilişki bir tecavüz.

haberleri dinlediniz. evet sanırım bu mckinnondu ve ben karıştırmıyorum.

eylul said...

Nehir yaa, beni umutsuzluklara sevk etme. Evladım hepimiz lezbiyen mi olacağız özgürleşmek için? Bunu kötülemek için demiyorum tabii ki, sadece sadece o denklem olamaz kadınları köleleştiren, ezen. We can say that

"Woman and man make love." and
"Subject and subject-verb."

Can't it be? Am I naive? I hope, not.