Wednesday, December 12, 2007

dedem olsun istedim birden...

TOLSTOY

1 comment:

efrasiyab said...

2004 ya da 2003 yazıydı Tolstoyun başına oturmaya karar verdim, Stefan ZWEIG'in "Hayatının Şiirini Yazanlar" kısmındaki Tolstoyu okuyunca. Ölüm üzerinde duruyordu ki o dönem ben bunu çok düşünüyordum. İçinde yaşadığı dini, kültürel ve ekonomik sistemdeki aksaklıkları görüyordu, yerleşik düzeni eleştiriyordu, altarnetifleri vardı, ki aslında buna mecbur da değildi çünkü o Kont Tolstoy'du. Hayran olmuştum "İtiraflar" ı okuyunca. Savaş ve Barış biraz yorucuydu ama Anna Karanina çok hüzünlüydü, aynı dönem filminide izlemiştim, filmin başında bir sahne vardı, bir hint masalı (aynı masalı itiraflarımdan alıntılıyorum);
"Seyyah, yırtıcı bir hayvandan kurtulmak için susuz bir kuyuya atar kendini. Orada, kuyunun dibinde bir ejderha görür, onu yutmak için ağzını açmıştır. Yırtıcı hayvan tarafından parçalanmamak için yukarıya çıkmaya cesaret edemeyen,ama ejderha tarafından da yutulmamak için aşağıya atlayamayan bu zavallı, kuyunun duvar taşları arasında yetişen bir dalı yakalar ve ona sımsıkı tutunur. Elleri uyuşur ve az sonra, kendisini her iki tarafta bekleyen felaketin kucağına düşeceğini hisseder, ama hala sımsıkı yapışıp durmaktadır dala. o sırada biri beyaz diğeri kara iki farenin, onun tutunduğu dalın çevresinde dolaşıp, dalı kemirmekte olduğunu görür. Birkaç dakikası vardır, çalı kopacak ve o da canavarın ağzının ortasına düşe cektir. Seyyah bunu görür ve kurtulma şansı olmadığını bilir. Ama havada debelendiği sürece, çevresine bakınmaktadır. Çalının yapraklarında bal damlaları gö rür, dilini uzatıp bunları yalamaya koyulur. İşte ben de aynen öyleyim, ölüm ejderhasının kaçınılmaz bir şekil de beni beklediğini, beni parçalamaya hazır olduğunu bildiğim halde hayatın dallarına tutunuyorum ve bu azabın içine niçin düştüğümü bir türlü almıyor aklım. Ve şimdiye kadar emdiğim bal bana tat vermez oldu artık; beyaz ve siyah fareler, gece gündüz tutunduğum dalı kemirmekteler. Ejderhayı açık seçik görüyorum ve bal bana tatlı gelmiyor artık. Ben sadece, kendilerinden kaçamayacağım o ejderha ile fareleri görüyorum; gözümü onlardan çeviremem. Ve bu bir masal değil, bir gerçektir. Aksi ispatlanamaz ve herkesin algılayabileceği bir hakikattir."

Halim, pür-melalim, ya da anlamsızlık burdan mı kalmıştır yoksa, alnımın orta yerinde bir çarpı gibi duran... bana yaptığım makyajı anlatan...
dedi efrasiyab ve ekledi
hırsların yoksa bu kapitalist sistemde, çarpıların vardır.

:)"varsın olsun çarpılarımız olsun, lanetlenmiş olalım umut etmeye" derdi hüzün olsa...

Ben daha yazarım da, neyse abartmamak lazım öle değil mi_?:)