Wednesday, January 16, 2008

çok oldu


Evet çok oldu yazmayalı. Neredeyse bir ay...

Unutmayayaım diye yazıyorum ya buraya neler yaptım ben bu ara?

Finaller ve Derya'nın bıraktığı kayıp duygusuyla boğuştum. Finaller bitti. Diğer konu malum bitecek bir şey değil zaten.

Birşey yazasım da yok açıkçası. Ocak ayının uğursuz olduğunu düşünmeye başladım.

Geçen sene de bu zamanlar final dönemiydi ve geçen sene de bu zamanlar hatırlıyorum sosyal politik felsefeye çalışıyordum Hrant Dink'i kaybetmiştik. Onu katletmişlerdi.

Derya trafik kazasında vefat etti. Aşırı buzlanma ve aşırı hız yüzünden.

İnsanın aklına ilk keşkeler geliyor...

Keşke bu mevsimde gitmeselerdi saha araştırmasına ,Batman'a..
Keşke Derya son işi olan bu saha çalışmasını yapmasaydı da daha önce ayrılsaydı...
Keşke yol karlı buzlu olmasaydı...
Keşke şoför ( ki hakkında kamu davası açılmış ) hız yapmasaydı o buzlu yolda...
Keşke devlet bir gece sonra tuzlamaya başladığı yolu bir gece önce tuzlasaydı...
Keşke Derya orka koltukta uzanmasaydı, belki de o yüzden kafasını çarptı ve vefat etti...
Keşke TESEVe daha sık uğrasaydım, o beni çağırdığında...
Keşke üzerimde ne çok emeği olduğunu daha çok söyleseydim ve hissettirseydim...
Keşke huysuz- tatlı-feminist halini, tavrını daha çok içime sindirseydim...
Keşkeler bitmiyor ki...

İnsan sadece ağlayabiliyor, elinden birşey gelmediği için çaresizliğine kızıyor.
Kayıp duygusu her yanımda hasıldı bir haftadır, ama hayat devam ettikçe tik atılması gereken görevlerim biriktikçe daha çok unutuyorum zaten inanmak istemediğim şeylere.

Kayıp, kayıp gitmek...

Ben ne yapacağımı bilemiyorum böyle durumlarda herşey az ve samimiyetsiz geliyor. Arayıp konuşamıyorum kimseyle çünkü ağlayıp onları da üzme korkusu sarıyor. Mesaj atıyorum arada bir o da çok yüzeysel... Geldikleri gün ve burada Derya için yapacakları şeylere emek sarfederek kendimi rahatlatabileceğim sanırım...
Neyse bu da böyle kara bir yazı olarak kalsın... Unutmayayım.

Bir de ona layık bir arkadaş olmaya çalışayım...

Aktivist, akademisyen, feminist, iyi ruhlu arkadaşım, ablam
İnatçılığından örnek almak dileğiyle...

1 comment:

efrasiyab said...

gidince gelmiyolar dimi.
evet gidince gelmiyolar. yapyarım kalakalıyosun.
ne kadar geçsede bir başka yarım yamayamıyosun o buşluğa.
derler ki,
istemem zaten dolmasın onun boşlğu.
bu o boşluğun çoktan dolduğunun göstergesi.
belkide yanılıyorumdur.
belkide bi tek ben böyle hissediyorumdur dünyada. neyi değiştirir ki, nasıl olsa gidince gelmiyolar...